Ülkemizin yine adeta cennetten köşelerini ihtiva eden mavi denizlerimizle yeşil ormanlarımızın kucaklaştığı nadide koylarımızda ormanlarımız yanıyor.
Yanan sadece ormanlarımız mı?
Bu ormanların içinde yaşayan ve yanan diğer yüzlerce çeşit canlılar?
Yoksa bu güzel memleketin ciğerleri mi?
Bu memleketin geleceği mi?
Bodrumda Sit alanına Mehmet Cengiz’in 100 villa ve otel yapmak istemesine Danıştay iki kez ret kararı vermesine rağmen yine inşaata başlayacak olması bir hukuk devletinde kabul edilemez.
Danıştayın kararına rağmen yapılacaksa o zaman Danıştay niye var?
Orman suçlularına İDAM cezası verilmesi de orman yangınlarını önlemede bence yetersiz kalır.
Neden mi?
Öncelikle İDAM cezalarının Türkiye Büyük Millet Meclisince çıkarılacak yasayla kabul edildiği gibi cezanın infazının da Meclisçe kabul edilmesi gerekir ki bu da çok uzun bir süreci kapsayacak olup zaman içinde infaz müebbet hapse dönüşebilir.
Ayrıca;
İdam cezası olsa dahi, bugünkü ekonomik şartlar altında ailesinin geleceğini garanti altına alabilmek için onlarca bu suçu işleyecek insan çıkabilir.
Unutmadan ülkemizde bu kadar sığınmacı, mülteci varken, bırakın ülkemize kötü niyetle sızmış olanları, yapılan uygulamalardan memnun olmayarak içlerinden yangın çıkartacak kişiler olmayacağını kim garanti edebilir.
Peki ne yapılmalı?
Öncelikle yurttaşlara milli servetin ne demek olduğunun, vatanseverliğin ne demek olduğunun, iyi bir insan olmanın gereklerinin neler olduğunun, öncelikle ana okullarından başlayarak herkese öğretilmesi gerekir.
Ayrıca; orman köylüsüne muhakkak daha çok destek olunması gerekir.
Orman muhafaza görevlilerinin sayısının artırılmasının elzem olması gibi, foto kapanların çoğaltılmasının yanında Stk ve gönüllülerin de orman yangınlarına karşı alınacak önlemlere ve denetimlere katılımı sağlanmalı.
Orman Genel Müdürlüğüne gece görüşlü insansız hava araçları tahsisi de yapılarak denetimin 24 saat esası üzerinden yapılması temin edilmeli.
Kırklareli’nden itibaren Hatay dahil oran yoğunluğunun bulunduğu 18 ilimiz mevcut olup orman yangınları genelde buralarda çıkıyor.
Türkiye olarak bu kadar güçsüz müyüz ki, Orman Genel Müdürlüğüne orman yangınlarında kullanılmak üzere her ile 2 gece görüşlü yangın söndürme uçağı ile 2 yangın söndürme helikopteri alamıyoruz?
Bu illerimizin her birinde 2 yangın söndürme uçağı ile 2 yangın söndürme helikopteri olsa iller arası yardımlaşmayla da orman yangınlarına daha çabuk müdahale edilerek söndürülmesi sağlanamaz mı?
Son 10 yılda 5 li müteahhitlerden Cengiz’e 30, Kolin’e 36, Makyol’a 24, Kalyon’a 19, Limak’a 19 adet ‘Vergi, Resim ve Harç İstisnası Belgesi’ düzenlenmiş.
Bu vergi tahsilatları yapılarak tüm bu yangın uçağı ve helikopteri alımları yapılsa daha iyi olmaz mıydı?
Yanan ormanlarımızın tekrar eski haline gelmesi en az 50 – 60 sene sürecek, bu süre zarfında toprak erozyona maruz kalacak, iklim krizi sebebiyle meydana gelen yağışlar sonrası oluşacak seller neticesinde daha çok can ve maddi kayıplar yaşanacak.
Zarar yine devlete ve milleti olacak.
Yine bazı kişiler, şirketler kendi çıkarları ve menfaatleri için yanan yerlere inşaatlar yapacaklar.
Parası çok olup vicdanı olmayanlar da buralarda mal mülk sahibi olacaklar.
Her zaman olduğu gibi: yine insan olanın yüreği yanacak.
14.07.2022 Haluk PEHLİVAN
