Tarih: 23.01.2023 20:42

Salim Güler yazdı

Facebook Twitter Linked-in

22.01.2023 Sevgili İstanbul Gazetem ailesi, tekrar bir arada olmak beni son derece mutlu ediyor. Malum beklediğimiz 2023 senesi sonunda geldi... Herkesin yeni yılını kutlar ve bu yılın daha aydınlık, daha demokratik, daha adil bir geleceğe bizleri taşımasını temenni ederim.   Artık tam olarak memleketin geleceğinin şekilleneceği seçim çalışmaları başladı. İktidar ve küçük ortak ‘’Adayımız belli, Recep Tayyip Erdoğan.’’ diyor ancak sayın cumhurbaşkanı her defasında bizim adayımız belli dediği hâlde ben adayım demiyor. Çünkü kendisi, kaybetme ihtimalinin olduğu bir seçime girmez. Bunu bünyesi kaldırmaz. Tabii bir de uzmanların dediğine göre üçüncü kez aday olamaz diye anayasal bir durum var. Burasını anayasa uzmanlarına bırakıp biz gündemimize geri dönelim ve bakalım bu geçtiğimiz günlerde neler olmuş… Tabii dakika bir gol bir dercesine her sene yılbaşında olduğu gibi yobaz, gerici, cahil cübbeliler sokaklarda ‘’yeni yılı kutlamak günahtır’’ diye dolaşıp güya İslam’ı tebliğ ettiler. Arkadaşlar İslam’a uygun olmayan Noel’i kutlamaktır, yeni yılı değil. Konuyu en baştan yanlış anlıyor ve anlatıyorsunuz. Ayrıca Noel de İslam’ın kabul ettiği Hz. İsa’nın doğum günü ise onu neden anmasın insanlar? Hani siz bütün peygamberlere inanıyordunuz? İslam’ın beş şartından biri peygamberlere inanmak değil mi? Benim seçimlerden sonra gelecek iktidardan en büyük beklentim eğitim konusunda çok hızlı ve radikal bir şekilde eğitimde fırsat eşitliği ilkesinin geri getirilmesi. Sevgili kızım bölgemizdeki iyi bir devlet okulunda okuyor ve okul tarihinde ilk defa dil sınıfı açıldı. Bu çocuklar sözelci ve matematikte eksikleri var bununla beraber pandemi sürecinde okula gidemediler hâliyle eksikleri daha büyük bir boyuta ulaştı. Matematik öğretmenleri, müdürümüzün iddiasına göre ödüllü başarılı bir hocamız, ancak resmen dil sınıfı olduğu için çocuklara yeterli ilgiyi göstermiyor. Ama onlardan Boğaziçi, İstanbul Üniversitesi bekliyor. Ben anlatırım alan alır dersen nasıl olacak hocam?   Bu konuda okul yönetimi ile konuştuk ve aldığımız cevap bizi tatmin etmedi. Kızım Youtube’dan ders dinleyerek ortalamasını yükseltti, o zaman bu sayın hocamızın özveri eksikliği değil mi? İşte yıllardır liyakat diye istediğimiz şey tam olarak bu. Herkes uzman olduğu ve sevdiği işi yapabilmeli.   Tarih öğretmenliği okumuş gençler nargilecide çalışırken bu meslekle alakası olmayan kişiler öğretmenlik yapıyor, çok acı çok. Ana muhalefet parti sözcüsü çıktı dedi ki bir bakanlığa bağlı olarak çalışan sekiz bin, tekrar ediyorum ‘’sekiz bin’’ troll var. Yahu şu açıklamayı dünyanın herhangi bir yerinde yapsanız en az on beş istifa gelir, bizde tık yok. Doğrusu bir dönem, her pazar saat on olsun diye bekledik. Başka topraklarda olsa yer yerinden oynardı ama bizde yine tık yok. Neler anlatıldı neler söylendi? Bırakın istifayı araştırma önergesi bile yok. Ne de olsa ‘’Ne yapsa en doğrusu odur.’’ diyenler ve sonsuz biat eden bir kitlemiz var, çok şükür. Ne diyorlar? ‘’Adamlar Müslüman.’’ Ne diyorlar? ‘’Adamlar namaz kılıyor.’’ Ne diyorlar? ‘’Çalıyorsa da bizim hırsızımız çalıyor.’’ Ne diyorlar? ‘’Siz insanların günah işleme özgürlüğüne karışıyorsunuz.’’ Ne derseniz deyin, onların kendilerini haklı çıkarmak için sebepleri var, çünkü bu büyük gücü onlara siz verdiniz ve cezayı hep birlikte çekiyoruz. Umutsuz muyuz? Hayır, elbette değiliz. Bu ülke neler gördü, neler geçirdi. Bu da geçer ve geçecek. Ben inanıyorum, bu halk bunca yoksulluğu, yokluğu, yalanı, aymazlığı cevapsız bırakmayacaktır. Benim inancım tam. Ve benim gibi milyonlar var. Ve gelelim en acı iki olaya. Eski ülkü ocakları başkanı gün ortasında katlediliyor, iktidarın küçük ortağından ses çıkmıyor. Muhalefet, hatta HDP, araştırma önergesi veriyor reddediliyor. Bir de benim canımı çok yakan bir video var iki gün öncesinden, ‘’Annem bana karne hediyesi olarak et aldı.’’ diyen çocuk… Senin ahın bu sistemi değiştirir hiç merak etme. Yıkarsa bu düzeni garipler yıkar, zengin zaten hâlinden memnun. Onlar hep nasıl daha zengin oluruz diye düşünüyor. Bizler ise nasıl halk daha iyi yaşar, nasıl daha müreffeh olur diye soruyoruz, aradaki fark bu kadar basit.   Ben eskiden siyasetten hiç hoşlanmayan, haz etmeyen bir insandım. Şimdi ise kendimi uğraşmaya mecbur hissediyorum. Keşke bir Alman veya Fransız vatandaş kadar siyaset ile ilgisiz olabilsem. Bizi buna zorluyorlar. Ve geleceğimiz için, çocuklarımız için, onlar bu kadar düşünmek zorunda kalmasın diye, biz elimizi taşın altına koyduk. Korkmuyoruz konuşuyoruz, yazıyoruz, anlatıyoruz; her ortamda, her yerde, her zaman, eş dost akraba ayırmadan, o ne der bu ne düşünür demeden. Bazıları artık benimle konuşmaz, aramız açılır diye korkmadan... Çünkü benim hedefim gelecek, bugün değil. Hepimizin hedefi gelecek olmalı. Yoksa nasıl gelecek baharlar, nasıl? Nasıl güzel günler göreceğiz? Nasıl haramilerin saltanatını bitireceğiz.   Hepinize esenlikler dileyerek sözlerime son veriyor ve en kısa sürede tekrar görüşmeyi diliyorum, kendinize iyi bakın ve korkmayın. Bu bahar başka bahar dostlar.   İstanbul Gazetem      


Orjinal Habere Git
— HABER SONU —