SALİM GÜLER ŞUBAT AYI YAZISI

Sevgili İstanbul Gazetem okuyucuları yeniden birlikteyiz, hep olduğu gibi gündemimiz yoğun, bizler de üzerlerinden hep birlikte bir geçiş yapalım.

Evet yakın zamanda neler gördük neler, bir vekil hakim savcı atama kuraları çekilirken ülkenin en tepesindeki kişiye yeğenimde burada diyebilecek kadar açık açık tanıtım yapıyor, bundan kısa bir süre önce de başka bir atama bekleyen hakim adayı mülakatta elendiği için intihar etmişti ne acı bir tesadüf. Arkanda dayın, yengen, varsa her şey mümkün. Gıdada da durumlar iç açıcı değil yurtdışına ihraç ettiğimiz birçok gıda ürünü geri geliyor, sağlığa uygun olmadığı gerekçesi ile, peki bu geri gelen sağlıksız gıdalar ne oluyor, biri bize açıklar mı? İmha mı ediliyor yoksa bizlere satışa mı sunuluyor, bilen biri cevap verir mi acaba?

Elbette bir de pahalılık var gündemimizde bir süredir kafayı taktığım konulardan biri de günlük beslenme rakamları çalışan veya öğrenci iseniz en az bir öğün dışarıda yemek yiyorsunuz demektir. Bu da şu demek, basit bir hamburger menü yeseniz en az üç yüz ₺ vereceksiniz, peki Avrupa ortalaması nedir hamburger menü de dört ila sekiz € arasında değişiyor, yani bakalım şimdi biz en büyük banknot olan 200 ₺ nin yanına bir de onun küçük kardeşi olan 100 ₺ koymamız gerekiyor, Avrupalı ise cebindeki bozukluklarla öğle yemeği yiyor. Zaten gelen gıda enflasyon rakamları da bunu destekliyor, ülkemizde yukarı olan rakam Avrupa genelinde düşüşte. Umarım bizde bu enflasyon düşüşlerini yakın zamanda yaşarız. Ancak bu maalesef fiyatların düşmesi anlamına gelmeyecek hemen. Evet dünya genelinde büyük sorunlar oldu, pandemi, savaşlar v.s. ekonomiler kötü etkilendi, enflasyon rakamları arttı, biz üzerine birde çok büyük bir deprem felaketi yaşadık, hepsi tamam ancak başka bir yerde çok büyük bir sorun yok mu acaba, kemer sıkma işi hep vatandaşa kalıyor, yöneticiler lükslerinden hiç vazgeçmiyorlar. İşçiye, emekliye, memura yapılacak maaş artışları için yaklaşık bir ay toplantılar yapılıyor, bu toplantılar sırasında da komisyonlar oluşturuluyor, oralarda çalışan vekil ve memurlara da ek ödemeler yapılıyor, ama vekil maaşlarına zam söz konusu olunca mecliste 600 vekil aynı anda el kaldırıyor. Üstelik normal de her konuda kavga ederler. Çok ilginç değil mi?

Tabi bir de hayatımızı etkileyen döviz kurları var, bir haberde dikkatimi çekmişti oradan alıntı ile paylaşıyorum rakamları. 6 Ocak 2017 1 dolar 3,60 ₺ bugün ise 36 ₺ sekiz yılda tam on kat artmış ne uğruna arttı? Bununla beraber alım gücü düştü, enflasyon arttı, geçim zorlaştı. Aslında şöyle bir gerçek var ki Türk Lirasından atılan 6 sıfırın 1 tanesi geri geldi, beraberinde ki yüksek enflasyon ile 1 tane daha geri geldi. Maalesef acı gerçek bu şekilde.

Biraz önce de dediğim gibi kemer sıkma işini hep vatandaştan bekleniyor, onun kaynakları kısılıyor, kredi ve kart limitleri azaltılıyor, bu şekilde insanların ticaret hacmi azaltılarak enflasyon rakamlarının önüne geçilmeye çalışılıyor, yöntem ne kadar doğru ne kadar yanlış bu konuyu uzmanlara bırakmak lazım ama benim piyasada gördüğüm işletmeler ticaretlerini döndürmekte zorlanıyor ve bu da istihdamı etkiliyor. Tabi bir de büyük abilerin kamu bankalarından tek telefonla alıp ta ödemedikleri krediler var, ne olacak görev zararı deyip geçiliyor. O para ile en az iki bin kobi nin hayatı kurtulur ve istihdam iki katına çıkardı ama neyse biz ne biliriz ki?

Geldik bu yazımızın da sonuna her birinizi saygı, sevgi ile selamlıyorum esenlikler diliyorum. Görüşmek üzere.