Sevgili İstanbul Gazetem okuyucuları, uzun bir aradan sonra yeniden sizlerle birlikte olmak çok heyecan verici. Bazı özel sebeplerden ara verdiğimiz sohbetlerimize tekrar dönüyoruz. Yeni yılda yeni yazılarımız aracılığı ile sizlere ulaşabilmek benim için çok önemli. Sevgili okuyucularımız gibi, ülkesini seven, kendisine, insanlara, doğaya, patili dostlara saygı gösteren, gösterdiği kadar da haklı bir karşılık bekleyen, Cumhuriyet ışığında kendi çıkarları için değil gelecek nesiller ve memleket için çaba gösteren bu topluluk ile yolumuza devam edeceğiz. Hepinize şimdiden teşekkürlerimi borç bilirim.

Maalesef gündemimiz birçok kötü olaylarla dopdolu, yangınlar, hastalıklar, ekonomi, vurdumduymazlık, sana necilik, bana necilik, sen benim kim olduğumu biliyor musunculuk, aldı başını gidiyor. Nereye kadar gidecek, daha fazla ne olabilir diye her sorduğumuzda çıta daha yukarı çıkıyor. Bence bu da büyük bir başarı birileri için.

Önümüze getirilen sözde yeni açılım gibi saçma gündemler, sınır dışında yaşanan son gelişmeler, siyasi liderlerin gözaltına alınmaları ve hatta tutuklanmaları, birçok belediye ye kayyum atamaları, burada konu yapılan işlemin ne kadar doğru olduğu aslında, bir belediye başkanı aday olmadan önce ilgili kurumdan dan onay alıyor, siciline bakılıyor ve kendisine aday olabilirsin deniliyor, seçildikten sonra yok sen onunla görüşmüşsün, yok sen buraya gitmişsin diye yerine kayyum atamak bence çok yanlış. Eğer ki kişi gerçekten yanlış işler ile uğraşıyorsa ve suça bulaşıoyorsa bunu en iyi devlet kurumları bilir, bilmeli de, ancak seçim sonrası halk kararını vermiş ve seçmiş ise en iyi ihtimalle kişinin suçu da kanıtlanmış ise o bölgede seçimin yenilenmesi gerekmez mi? Siz ne dersiniz?

Daha önceki sohbetlerimizi takip edenler bilir, liyakat çok önemlidir demiştik, bugün yaşanan en büyük sorun yeteri kadar bilgi ve birikimi olmayan kişilerin olmaması gereken yerlerde olması gibi çok büyük bir sorunumuz var. Maalesef bu konu benim için güzel ülkemin en büyük sorunudur. Böyle insanlar aldıkları görevin önemini bilmez nerede nasıl davranacağını bilmez ve bu da birçok hataya sebep olur. Bunların bir de ikinci versiyonu var asıl büyük sorun oradadır, ellerine geçen güç ile sarhoş olup bu bütün kuralları yok sayanlar sizde vicdan da yok! En tehlikeli türsünüz. Ben her şeye rağmen gelecek için umudumu koruyorum, bu ülkenin yetiştirdiği, BÜYÜK ÖNDER MUSTAFA KEMAL ATATÜRK’ ün yolunu izleyen, onu örnek alan, kendisini yetiştiren, ATATÜRK’ ün ASKERLERİYİZ diyen bir nesil var ve gümbür gümbür geliyorlar. Hazırlanın ve titreyin Türklüğün ve bu Cumhuriyetin eşit vatandaşlarının her şeyi bildiğini bilin ve bekleyin o gün yakındır. Ve sizler gibi tehditle, zorla, oyunlarla değil, yasal hakları olan seçimlerle vakti geldiğinde sandıktan çıkacak sonuçlar ile sizi yenecekler. Biz de anneleri, babaları, abileri, ablaları olarak yanlarında olacağız. En kötü senaryo da bile 2028’e az kaldı. Siz her ne kadar büyük egolarınız ve o bozuk yüksek özgüveninizle yolunuza devam etseniz de, unutmayın tarih her şeyi hatırlar ve doğrular asla değişmez.

Sevgili dostlar geldik bu sohbetin sonuna, her zamanki gibi hepinize kucak dolusu sevgi ve saygılarımı sunuyorum, esenlikler diliyorum. Tekrar görüşmek üzere, en iyi dileklerim ile kendinize iyi bakın ve sinirlerinize hakim olun daha yapacak çok işimiz var.