SEÇİMLER – YENİLGİ - CHP – CHP DE DEĞİŞİM

SEÇİMLER – YENİLGİ - CHP – CHP DE DEĞİŞİM Seçimler bir yenilgiden çok adeta bir hüsranla bitti. Bu yenilgi ve hüsran sadece CHP GB Kılıçdaroğlu ve ona oy verenlerde olduğu gibi 6 lı masanın bileşenlerini de oluşturan diğer siyasi partilerde oldu, özellikle liderlerinde. Peki bu yenilgi neden ve nasıl gerçekleşti? CHP GB Kılıçdaroğlu’nun büyük çabaları ve özverisiyle kurulan, büyük ilerlemeler yapan 6 lı masa ne yazık ki CB adayını belirleme seçimi için yaptıkları toplantıda Kılıçdaroğlu’nun adaylığına karşı çıkan ve masadan kalkan İyi Parti GB Akşener’in o akşam yapmış olduğu zehir zemberek konuşmalarla büyük bir yara aldı, sonradan dönüp gelmesi açılan bu yarayı kapatmaya yetmedi. 6 lı masanın CB Adayı Kılıçdaroğlu’nun CB Yardımcısı olacak 5 Siyasi Parti Liderine ilave olarak Ankara ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlarının da CB Yardımcısı olacağının açıklanması siyaseten en büyük yanlış oldu, seçmenin gözünde bir kaos oluşturdu, güveni azaldı. Genelde bazı liderler ve bu liderlerin mensubu oldukları partilerin bazı bireylerinin “Kazanacak Aday” söylemi çok yanlış bir ifade oldu, aday olacağı çok belli olduğu halde 6 lı masada adeta baştan KILIÇDAROĞLU karşıtlığı oluşmasının sonucunda bunun seçmene de yansıması oldu. “Kazanacak Aday” yerine “Bizim Adayımız Milletin İradesiyle Kazanacak” denilseydi daha başarılı sonuç alınabilirdi. Şartlar, ortam ne olursa olsun CB seçiminin ilk turda kazanılamayacağı öngörülebilmeliydi. HDP nin, Yeşil Sol Partinin ve diğer bileşenlerinin ilk turda kendi CB adaylarını çıkarması seçimin kaderini etkileyebilirdi, nedense bu 6 lı masa tarafından göz ardı edildi. Seçim öncesi çalışmalarda da 6 lı masayı oluşturan siyasi parti örgütlerinin gereğince yeterli çalışmalarda bulunmadığını herkesçe söylenmektedir. Özellikle 14 Mayıs günü yapılan seçimden sonra 28 Mayıs’a kadar geçen süre içinde 6 lı masayı oluşturan diğer partiler adeta sahada yoktular. Buna rağmen CHP GB Kılıçdaroğlu var gücüyle sahada çalıştı. Keşke 6 lı masanın diğer liderleri de Kılıçdaroğlu kadar çalışabilselerdi. Diğer bir hususta; özellikle deprem bölgesinde iktidarın yıkılan evlerin yeniden yapılarak depremzedelere yarı parasına satacağı beyanına, muhalefetin yakılan evlerinizi bedava yapıp vereceğim sözüne karşı bölgesinde alınan seçim sonuçları sanırım başta sosyologlar olmak üzere herkes için hüsran oldu. Bunun nedeni olsa olsa bu söylemin depremzedelere iyi anlatılamamış, bu söylemlerinin anayasanın amir hükmünün depremzedelere yeterince anlatılamamış olmasıdır. Emeklilere, işçileri, memurlara, çiftçilere, hayvan yetiştiricilerine, sanayicilere, esnafa ve diğerlerine verilen sözlere bakınca toplumun büyük çoğunluğunun oy vereceği beklentisi içine girildi, fakat ne yazık öyle olmadığı görüldü. Demek ki muhalefetin söylemlerini sadece söz olarak beyan etmesi yeterli olmuyor, bunları nasıl gerçekleştireceğini de toplumun ilgili kesimlerine de daha inandırıcı olarak detaylı anlatması gerekiyor. Siyasette seçim biter yeni seçim çalışması başlar. Burada en büyük hata daha önceden Mecliste milletvekili sahibi olan CHP, İYİ, SAADET ve DEMOKRAT parti örgütlerinde, DEVA ve GELECEK Partileri yeni kuruldukları için örgütlenmeleri her ne kadar kâğıt üstünde yapılmış görünüyorlarsa da demek ki yeterli örgütlenme ve çalışma yapamamış oldukları ortaya çıkmaktadır. Seçimlerde İktidarın muhalefetin aleyhine her türü yalan ve yanlış argümanı kullanacağını bütün muhalefet partileri olarak ayrı ayrı kendileri söylediği halde bu argümanlara karşı ortak bir davranış ve söylem gerçekleştirememiş olmaları da ayrışmalarının demokrasiye sahip çıkmalarına engel olmayacağının bilincinde olmadıklarının göstergesidir. Atalarımız boşuna “Bir elin nesi var iki elin sesi var” dememişler. Milletvekili seçimlerinde ise; CHP nin MV seçiminde en büyük hatası Gelecek, Deva, Saadet ve Demokrat partinin ayrı bir ittifak olarak seçime girmelerini sağlayamamış olmasıdır. Hele ki Deva ve Gelecek partilerinin yeni kurulmuş olmalarına, herhangi bir seçime girmeyerek seçmen nezdinde oy oranlarının bilinmemesine rağmen, Örgüt içinde herhangi bir araştırma yapmadan bu 4 partinin CHP listelerinden seçime girmesi örgütte büyük bir olumsuzluk yaratmıştır. Deva Partisine listelerinden 25, Saadet Partisine 24, Gelecek Partisine 20 ve Demokrat Partiye 3 Milletvekili kontenjanı olmak üzere toplamda 72 Milletvekili kontenjanı ayırmış, Seçimlerde 7 ilde İYİ Parti listelerinden, 9 ilde ise CHP listelerinden ortak adayla seçilme gidildi. Seçim sonucuna göre Deva Partisi 15, Saadet Partisi 10, Gelecek Partisi 10, Demokrat Parti 3 Milletvekili TBMM ne girmiştir. CHP tek başına seçime girmiş olsaydı bundan daha kötü bir sonuç alabilir miydi? Alınan oy oranlarına bakılınca öyle olmadığı da gayet net anlaşılıyor. Parti Meclisi ki CHP nin en etkili ve yetkili organı olarak burada, parti örgütünce seçilerek görev yapanların en azından, diğer partilere ayrılan milletvekili kontenjanları konusunda daha dirayetli ve direnç göstermeleri örgüt tarafından bekleniyordu. Burada en büyük günah CHP üst yönetiminin, başta Parti Meclisi, Merkez Yürütme Kurulu ve Genel Başkan Kılıçdaroğlu olmak üzere örgütün görüşünü almayarak adeta yok sayarak kapı kulu askeri görmeleridir. Sonuçta ülkede yaşanan her türlü olumsuzluğa ve ekonomik zorluklara karşı sonuç ortada CHP de bu seçimde 130 milletvekili ancak çıkarabilmiştir. CHP MV listelerinde görünen gerçek öncelikle EMEK VE EMEKÇİLERİN UNUTULMASIDIR. Seçilen MV bakalım içlerinde emekten yana kaç kişi var, kaç işçi, kaç çiftçi, kaç emekli, kaç sendikacı, kaç memur, kaç esnaf vd. milletvekili var. CHP örgütü dün CHP nin kapatılmasını, vakıf yapılmasını, müze yapılmasını isteyenleri yıllardır üst düzey görevlerde bulunmasının sebebi nedir ve kimler buna ön ayak olduğunu merak etmektedir. Yıllardır üst düzey görevlerde bulunan bu kişiler partiye ne yarar sağladılar. CHP nin üst yönetimi, parti meclisi bu konuyu değerlendirmeseler de tabanda örgüt kendi içinde bunun değerlendirmesini yapmaktadır. Seçimden sonra medya başta olmak üzere parti içinde de CHP de bir DEĞİŞİM konuşulmaya başlandı! Herkes DEĞİŞİM diyor da nasıl bir DEĞİŞİM olması konusunda bir şey söylemiyor. DEĞİŞİM adeta kapalı kutu. Görüldüğü kadarıyla herkes kendince ileriye dönük bir pozisyon almaya çalışıyor. CHP de yalnızca Genel Başkanın değişimi sorunu çözemeyecektir. Yapısal anlamda önemli olan zihniyetin değişmesi, akılcılığa ve bilime önem verilmesidir. Aksi halde bu durumun CHP ye zerre kadar faydası olamayacağı gayet aşikâr. Seçimlerden sonra ilk yapılan ise; GB Kılıçdaroğlu tarafından Merkez Yürütme Kurulu üyelerinin birkaç kişi haricinde değiştirilmesidir, yeterli midir? Tabi ki hayır, GB Kılıçdaroğlu’nun danışmanlarının da değiştirilmesi gerekir.; CHP de gerçek anlamda bir DEĞİŞİM yapılmak isteniyorsa öncelikle seçimlerde çalışan örgüt üye sayısına baksın. Parti aidiyeti olan üyelerine baksın. Partiye üye olup bırakın parti çalışmalarına katılmayı üyelik aidatını dahi ödemeyen üyelerine baksın. Hemşericilik yapanlara, senin adamın, benim adamım düşüncesiyle hareket edenlere baksın. Her daim parti içi seçimlerde olsun milletvekili seçimlerinde olsun seçilen aynı kişilere baksın. Öncelikle yapılması gereken tüm örgütün katılımıyla TÜZÜK DEĞİŞİKLİĞİ yapılarak; Delege sisteminin muhakkak değiştirilmesi yapılmalı. İster seçilecek olsun ister şartlar gereği parti yönetimince atanacak olsun, Mahalle Temsilcilerinden başlayarak her görev için muhakkak GÖREV TANIMININ yeniden belirlenmesi, görevini layıkıyla yerine getirmeyenlere karşı verilecek ceza veya görevden almanın nasıl olacağının DİSİPLİN YÖNETMELİĞİNDE belirlenmesi, her görevin dönemi ve süresi, her görev için aranacak KRİTERLERİN, ETKİNLİĞİN-YETKİNLİĞİN neler olması gerektiği (parti aidiyeti, üye aidatlarının ödenmesi, kaç yıllık üye olduğu, parti çalışmalarına katılıp katılmadığı, eğitim düzeyi, partiyle ya da ülkenin sorunlarıyla ilgili olarak araştırmacı-geliştirmeci yönünün olup olmadığı, hangi yaşlar aralığında olması gerektiği, liyakat sahibi olup olmadığı vb.) Parti Okulu da öncelikle üyeler arasında bir araştırma yaparak nelere öncelik vermesi gerektiği konusunda kendini yenilemeli, her alanda üyelerin de katılımı sağlanarak bilgiye dayalı eğitim sistemine geçmelidir. Bulunduğu il veya ilçeden taşındığı halde yeni ikametine üyeliğini taşımayan, sonra da eski ilçesinde parti içi seçimlerde oy kullanan bir sürü üye olduğu söyleniyor, bu konuların muhakkak sağlıklı bir çözüme kavuşturulması, bu şekilde haksız ve hukuksuz parti içi oy kullanımının da önlenmesi gerekir. Asıl yapılması gereken ise kökünün Kuvayı-Milliye olduğunu, devlet kuran bir parti olduğunu söyleyen CHP ne yazık ki öncelikle kendi içinde AR-GE yapmadan çok çok uzak. Ar-Ge yapmazsa üyesini nasıl tanıyacak nasıl bilecek, faydalı olabilecek üyelerinin önünü nasıl açacak. Bunu gerçekleştirdikten sonra ülke genelinde seçilecek üyeleriyle iller, ilçeler, köyler bazında toplumda birlikte AR-GE yapmazsa topluma kendisini anlatamaz. Ar-Ge çalışmaları Genel Merkezden başlayarak her il ve ilçenin durumuna göre izdüşümü esas alınarak azami faydanın sağlanacağı bir metotla yapılmalı Yapılacak her çalışmanın muhakkak ölçümü ve değerlendirilmesi de ayrıca yapılmalı. Evet zaman zaman CHP nin Doğu ve Güneydoğu da çalışmalar yaptığını duyuyoruz, fakat yapılan çalışmalar il veya ilçe merkezlerinde bir otel veya toplantı salonunda dar bir çevreyle yapıldığı için gerekli etkiyi sağlayamıyor. Yapılanan adı da çalışma oluyor. Bunun yerine; partide emek vermiş, Belediye Meclis Üyeliği yapmış, Belediye Başkanlığı yapmış, İl – İlçe Başkanlığı yapmış, Milletvekilliği yapmış, Bakanlık yapmış, Parti Meclisi Üyeliği Yapmış, Yönetim Kurulu Üyeliği yapmış, bununla birlikte ilgili alanlarda partinin üyesi olmasa dahi CHP oy veren gönül veren, emekli olmuş birçok sözüne güvenilir dürüst akademik kadrolardan ekipler oluşturarak köylerden başlayarak periyodik olarak devamlı çalışmalar yapılabilirse başarı mutlak olacaktır. CHP GB başta Kılıçdaroğlu olmak üzere Genel Başkanlık yapanlar başta olmak üzere, CHP de Milletvekili olanlar, Milletvekilli yapmış olanlar, İl – İlçe Başkanı olanlar İl- İlçe Başkanlığı yapmış olanlar, İl-İlçe Yönetim Kurulu üyesi olanlar, İl-İlçe Yönetim Kurulu Üyeliği yapanlar Belediye Başkanı olanlar, Belediye Başkanlığı yapmış olanlar Parti Meclisi üyeliği yapanlar, Parti Meclisi Üyeliği yapmış olanlar Merkez Yürütme Kurulu Üyeliği yapanlar, Merkez Yürütme Kurulu Üyeliği yapmış olanlar, Genel Başkan Yardımcılığı yapanlar, Genel Başkan Yardımcılığı yapmış olanlar, Genel Başkan Danışmanlığı yapanlar, Genel Başkan Danışmanlığı yapmış olanlar, Her biri CHP üyelerine olduğu kadar CHP ne oy verenlere karşıda sorumlular. Atatürk’ü, altı oku, kurucu değerlerini, parti içi demokrasiyi unutan, eleştirilere kulak kapatan CHP nin kendisine faydası olmadığı gibi Devlete de Millete de faydası olmaz. Bu durumun devam etmesi halinde parti öncelikle kendi içinde ki üyelerinden kaybetmeye başlayarak tüm toplumda kendisinden uzaklaşılmasına sebebiyet verir. CHP de yaşanan bu durumdan üzüntü ve vicdan azabı duyanlar bir an önce acilen bir araya gelerek ÇUVALDIZI BAŞKASINI BATIRMADAN ÖNCE İĞNEYİ KENDİLERİNE BATIRMALARIDIR. A dan Z ye CHP de yapılmayıp yapılması gerekenleri tespit ederek bir an önce örgüte güvenerek, örgütle birlikte Kurucu Liderimiz ATATÜRK’ÜN fikir ve görüşleri doğrultusunda yeni bir başlangıç yapılmasını sağlamaktır. Aksi halde günümüz şartlarında CHP de Genel Başkanın değişmesi hiçbir sorunu çözmeyeceği gibi bu konuda yapılan konuşmalar da havanda su dövmekten başka işe yaramayacaktır. Haluk PEHLİVAN 12.06.2023